Karar yazarı Fehmi Koru, Hamas’ın attığı kabul edilen bir füzenin Suriye’deki İsrail yönetimi Golan’a düşmesi ve 11 kişinin ölmesiyle Filistin- İsrail savaşı’nın Lübnan’a sıçrama ihtimaline değinerek, dün (29.07.2024) Londra’da İngilizce yayımlanan Arab News gazetesinde, WJC (Dünya Yahudi Kongresi) Başkanı Ronald S. Lauder‘in “Barış sesleri birlikten güç bulabilir” başlıklı yazısını gündemine taşıdı. Koru, “Yahudi örgütünün başkanı, barış çağrısında nasıl bulunabiliyor? Yoksa, bizim gözlemleyemediğimiz bir şeyler mi pişiyor arka-planda?” dedi.
Estée Lauder’in sahibi olan Ronald S. Lauder’ın kişisel servetinin 4.5 milyar dolar olduğunu ve 1984’te ABD savunma bakan yardımcılığı yaptığını, Avusturya’ya büyükelçi olarak gönderildiğini ve Cumhuriyetçi Parti’den New York belediye başkanlığına adayı olduğunun altını çizen Koru’nun köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Lauder, çatışmacı bir ortamda ‘barıştan’ söz ediyor. Dediğine göre, İsrail ile komşuları arasında bölünmeyi gerektirecek bir durum yokmuş; esas sorun barıştan yana olanlarla barışa karşı olanlar arasındaymış…
WJC başkanı, şu anda yaşananların anti-Semitizm ile birlikte İslamofobi’yi de azdırdığını, bunun önüne geçmek için Musevi, Hıristiyan, Müslüman olarak el ele vermek gerektiğini söylüyor.
‘İki devletli çözüm’ yanlısı olduğunu ileten Lauder, bölgede bir ‘Ortadoğu NATO’su’ kurulması ve Filistinliler için Marshall Planı başlatılması teklifinde bulunuyor.
Yazıyı okurken ‘Bu adamın on aydır devam eden İsrail’in Gazze’ye saldırılarından haberi yok mu?’ düşüncesi aklımdan geçmedi değil.
Haberi varmış. Yazının sonlarına doğru, 7 Ekim ve sonrasında yaşananları barış karşıtlarının tetiklediğini belirtiyor.
Ne oluyor? Savaş iyice kızışmışken, çok etkili bir Yahudi örgütünüm başkanı, barış çağrısında nasıl bulunabiliyor? Yoksa, bizim gözlemleyemediğimiz bir şeyler mi pişiyor arka-planda?
Arab News’ün yine dünkü nüshasında, Lauder’in tezini destekleyen tam sayfalık bir yazı daha var. Yazının tepesine, ABD’yi bir ara İsrail’de büyükelçi olarak temsil etmiş, şimdilerde Israel Institute (İsrail Enstitüsü) adlı kurumun başında bulunan Itamar Rabinovich’in bir sözü konulmuş:
‘Zaman alabilir, fakat iki devletli çözüm konusu masaya mutlaka gelecektir.’
‘İki devletli çözüm’ için Netahyahu ‘Ancak benim cesedim üzerine gerçekleşebilir’ deyip duruyor oysa…
Yoksa ABD Kongresi’nde kendisini dakikalarca ayakta alkışlayanlar Netanyahu’ya ‘Güle güle’ mi demiş oldular?
Lauder’in yazısında elitlerin ‘barış’ için sundukları temel esaslar var:
İki devletli çözüm
Filistinliler için, vaktiyle -1948’de- savaşta yıkılmış Avrupa’ya yardım amacıyla devreye sokulmuş Marshall Planı türü bir yönteme başvurulması
Ve, ‘İbrahim Mutabakatı’nı güvenlik için bir adım daha ileriye taşıyacak ‘Ortadoğu NATO’su’…
İnsanlar Gazze’de, Golan’da ve Lübnan’da ölürken geride böyle bir uzlaşı planlanıyor olabilir.”